Blockchain'in Gücü ile Yatırım Dünyasını Yeniden Tanımlayın

"The Times They Are-A Changin'" (Zamanlar Değişiyor) - Bob Dylan'ın en sevilen şarkılarından birinin bu açılış cümlesi, çağdaş varlık tutma modellerini tartışırken en uygun ifade haline geldi. Geçen yıl, "Big Four" muhasebe firmalarından biri olan Ernst & Young (E&Y) tarafından yürütülen kapsamlı bir piyasa araştırması, dijital varlıklara olan yatırımın ve tokenizasyona olan ilginin önemli ölçüde arttığına işaret etti.

Rapor, kurumsal yatırımcıların blok zinciri ve dijital varlıkların uzun vadeli değerine giderek daha fazla güven duymaya başladıklarını ortaya koydu. E&Y anketine göre, kurumsal yatırımcıların %57'si tokenleştirilmiş varlıklara yatırım yapmakla ilgileniyor ve ankete katılanların %93'ü blok zincirinin veya dijital teknolojinin ve dijital varlıkların uzun vadeli değerine inanıyor.

İlginç bir şekilde, kurumsal yatırımcılar sadece varlıkları tokenleştirmekle kalmadı, aynı zamanda nasıl ilerleyecekleri konusunda net bir stratejiye sahipti. Örneğin, ankete katılan kurumsal varlık yöneticilerinin %71'i, varlıklarını dijital yerel veya tokenleştirme firmalarıyla ortaklıklar kurarak tokenleştirmeyi hedefliyordu. %21'i ise altyapıyı şirket içinde kurmayı planlarken, %5'i tokenleştirme alanında faaliyet gösteren bir girişimi satın almayı öngörüyordu.

McKinsey & Company, açıklamalarından birinde tokenizasyonu "gerçek bir şeyin dijital, benzersiz ve anonim bir temsilini oluşturma süreci" olarak tanımlıyor. Pratik olarak tokenizasyon, işlemin gerçekleştirilmesi gereken bir blok zinciri gerektirir. Kurumsal yatırımcılar, varlıklarının tokenleştirilmesi için halka açık izinli blok zincirlerini tercih ediyor, ardından özel zincirler (%40) ve halka açık zincirler (%22) geliyor.

Tokenizasyonun en çekici yönlerinden biri, çok çeşitli varlıkların tokenleştirilmesine izin veren kapsayıcılığıdır. Bunlar arasında gayrimenkul, sanat eserleri, tahviller ve hisse senetleri, fikri mülkiyet hakları ve hatta kimlik ve veriler sayılabilir.

Gerçek dünya varlıklarının tokenleştirilerek yeni müşteri ve yatırımcı tabanına sunulmasına ilişkin çok sayıda örnek bulunmaktadır. Örneğin, tarih boyunca en güvenilir varlıklardan biri olan altını ele alalım. Geçen yıl, tokenleştirilmiş altın varlıklarının toplam piyasa değeri 1 milyar doları aştı.

Tokenleştirilmiş altın, mülkiyet hakları blok zincirinde dijital tokenler olarak saklanan fiziksel altın külçelerini içerir. Fiziksel altın güvenli bir şekilde zincir dışında finansal kurumlar tarafından korunurken, tokenleştirilmiş altın sunanlar, mülkiyet haklarını temsil etmek için blok zincirinde dijital tokenler basar. Bir on-chain token bir gram fiziksel altını temsil etme gibi denklik, ihraç eden şirket tarafından belirlenir.

Pek çok şirket artık bu tür tokenleştirilmiş altın jetonları sunmaktadır. Örneğin, New York merkezli fintech şirketi Paxos Trust Company, Pax Gold (PAXG) jetonları sunarken, tanınmış blockchain şirketi Tether ise Tether Gold (XAUT) sunmaktadır. Altın gibi sanat da tokenizasyonu coşkuyla benimseyen bir varlık sınıfıdır. Örneğin, bir blok zinciri platformu olan Freeport, SEC incelemesini tamamladığını ve koleksiyoncuların aralarında efsanevi Baby Jane Holzer'ın da bulunduğu dört ikonik Warhol eseriyle birlikte tokenleştirilmiş sanat platformunu başlatmaya hazır olduğunu duyurdu. Platform ayakta kalamadı ancak basın açıklamasında yer alan şu faydalı bir gözlem yaptı.