Bu hafta blockchain teknolojisi, ABD Kongresi koridorlarında kitlesel kabul görmesi için mücadele ederken, uyumluluğa odaklanan kripto para projelerinin sayısı giderek artıyor. Bu
İki Blok Üreticisi Ethereum'da %88 Kontrol Sağladı
Ekim ayının ilk iki haftasında, iki Ethereum blok üreticisinin ürettiği bloklar, dünyanın en büyük ikinci blockchain ağı üzerindeki merkeziyetçilik endişelerini yeniden gündeme getirdi.
Ethereum blok üreticileri Beaverbuild ve Titan Builder, son iki haftada ana ağdaki blokların %88,7’sini üretti. Bu veri, Ethereum Vakfı araştırmacısı Toni Wahrstätter tarafından açıklandı. Wahrstätter, 17 Ekim tarihli X (eski adıyla Twitter) gönderisinde, bu eğilimin özel sipariş akışının (XOF) yükselişinden kaynaklandığını belirtti.
XOF, yalnızca belirli uygulamalar tarafından satılan bir tür özel işlem akışı olarak tanımlanıyor ve bu akış, blok açık artırmalarında gerçek rekabeti azaltıyor. Bu da blok üreticileri arasında daha küçük bir işlem havuzu oluşturuyor.
Merkeziyetsizlik, Ethereum ağının güvenliğini sağlamak açısından kritik bir öneme sahip. Merkezi yapıların blokların büyük bir kısmını kontrol etmesi, teorik olarak belirli işlemlerin önceliklendirilmesine yol açabilir ve bu da blockchain teknolojisinin merkeziyetsizlik felsefesiyle çelişir.
Ancak, bazı analistler bu durumu büyük bir merkeziyetçilik sorunu olarak görmüyor. Bitget Research baş analisti Ryan Lee, Ethereum’un temel tasarımındaki "builder-proposer" (üretici-önerici) ayrımına dikkat çekiyor.
Lee’ye göre, bu ayrım sayesinde önerici, üreticinin önerdiği bloğun içeriğini göremiyor. Yani, önerici sadece en kârlı bloğu seçiyor ve doğrulama için kullanıyor. Bu da blok üreticilerinin belirli işlemleri manipüle etmesini engelliyor.
Lee, bu yapının Ethereum ağında merkeziyetçilik endişelerini hafiflettiğini ifade ederken, ne üreticilerin ne de doğrulayıcıların hangi işlemlerin zincire dahil edileceği veya dışlanacağı üzerinde tam kontrole sahip olmadığını vurguluyor. Ancak, bazı uzmanlar bu yapının merkeziyetçilik risklerini tamamen ortadan kaldırmadığı konusunda uyarılarda bulunuyor.
Özellikle yazılım mühendisi Kishan Kumar, maximal extractable value (MEV) teşviklerinin Ethereum’un merkeziyetsizlik ilkesine zarar verebileceğini düşünüyor.
Kumar, bir madencinin veya blok üreticisinin yüksek bir madencilik gücü kontrolüne sahip olması durumunda, işlemleri yeniden sıralayabileceği veya bazı işlemleri dahil etmeyebileceği uyarısında bulundu. Bu tür manipülasyonlar, ağın merkeziyetçilik riskini artırabilir.
Ethereum blok üreticileri arasında böylesine büyük bir hakimiyet, ağın sansür direncinin artırılması gerektiği konusunda daha fazla araştırmayı teşvik ediyor. Wahrstätter, bu tür merkeziyetçilik sorunlarının, güçlü sansür direnci garantileri ile daha az endişe verici hale gelebileceğini belirtiyor.
Ethereum şu anda sansür direnci üzerinde çalışıyor ve bu alandaki araştırmalar hızla devam ediyor. Ancak özel sipariş akışlarının (XOF) yarattığı merkeziyetçilik sorunları hâlâ çözülmesi gereken zorluklar arasında.
Öte yandan, Ethereum ağına katılan doğrulayıcı sayısındaki artış, merkeziyetçilik konusundaki olumlu gelişmelerden biri olarak görülüyor. Ethereum doğrulayıcılarının sayısı, geçtiğimiz yıl içinde %30 oranında arttı.
Bu artışın arkasında, kripto paraların kurumsal düzeyde benimsenmesi önemli bir faktör olarak gösteriliyor. Kurumsal yatırımcıların Ethereum ağına olan ilgisi, ağın merkeziyetçi olmayan yapısını güçlendiren unsurlardan biri olarak öne çıkıyor.
Ethereum’daki blok üreticilerinin yoğunlaşması merkeziyetçilik endişelerini artırsa da ağın mevcut yapısı ve büyüyen doğrulayıcı sayısı bu riskleri hafifletiyor. Ancak bu durum, ağın daha fazla sansür direnci ve merkeziyetsizliği sağlama yolundaki çabalarının önemini ortaya koyuyor.
Yorum yapabilmek için lütfen giriş yapınız